Haber

Almanya’da yükselen ırkçılık ve Potsdam’daki gizli toplantı

Semra Pelek*

Kasvetli bir Kasım gününde Potsdam yakınlarındaki bir otelde 20’den fazla kişi bir yemek masasının etrafında toplandı. Bunlar arasında aşırı sağcı AfD partisinin üst düzey politikacıları, sağcı ideologlar, neo-Naziler ve mali açıdan güçlü girişimciler vardı. Masada bir ‘master plan’ konuşuldu, bu plana göre milyonlarca göçmen Almanya’dan sınır dışı edilecekti.

Gizli kalması gereken toplantı, ekibi araştırmacı gazetecilerden oluşan kamu yayın kuruluşu CORRECTIV’in 10 Ocak’ta yayınladığı haberle ortaya çıktı. ‘Almanya’da olabileceklerin habercisi’ olarak nitelendirilen bu toplantıya üyelerinin katıldığı aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) federal seçim olsaydı yüzde 22 oyla Federal Meclis’te ikinci sırada yer alacaktı. Bu pazar Almanya’da yapıldı. Farklı anketlerden elde edilen en son bilgiler bu sonucu gösteriyor.

DOĞU EYALETLERİNDE OYLAR ARTIYOR

Ancak federal seçimler öncesinde eyalet seçimleri Alman siyasetinin merkezinde yer alıyor ve AfD’nin doğudaki üç eyalette yüzde 30’un üzerinde oy alması bekleniyor. Eyalet parlamento seçimleri 1 Eylül’de Thüringen ve Saksonya’da, 22 Eylül’de ise Brandenburg’da yapılacak. Almanya’da farklı araştırma şirketlerinin açıkladığı son anketlere göre AfD’nin oy oranı Brandenburg’da yüzde 32’ye, Saksonya’da yüzde 34’e, Thüringen’de ise yüzde 36’ya çıktı. AfD zaten Thüringen’de ‘mutlak çoğunluk’tan ve bir Devlet Liderinden bahsediyor. Bu durumda AfD’den ilk Devlet Lideri Björn Höcke olacak.

Mevcut rakamlarla bu pek mümkün görünmüyor ancak uzmanlara göre AfD’nin bu eyaletlerde iktidara gelme ihtimali tamamen göz ardı edilmiyor. AfD’nin seçime kadar oylarını artırması, SPD, Yeşiller ve FDP’nin yüzde 5 barajına ulaşamaması durumunda bu ihtimal gerçekleşebilir (anketlere göre Saksonya’da böyle bir ihtimal var). AfD’nin açıklamalarına göre seçimlerde ‘mavi bir mucize’ yaşanacak ve eski partiler ‘mavi mucize karşısında sandıkta gömülecek.’

CORRECTIV’in 10 Ocak Çarşamba günü duyurduğu araştırma haberine konu olan kasım ayındaki gizli toplantının, seçim anketi sonuçlarına duyulan özgüvenden ve ‘mavi mucize’ hayalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı bilinmiyor. Ancak habere göre, bir grup aşırı sağcının Potsdam yakınlarında villa tipi bir kır otelinde büyük bir güvenle milyonlarca insanı Almanya’dan sürmeyi planladığı kesin.

MUHABİRLER GİZLİ TOPLANTIYI SIZDIRDI

Bu haber, gizlilik nedeniyle sadece mektuplarla iletilen toplantı öncesinde organizatörler tarafından yazılan davet mektuplarının CORRECTIV’e sızdırılmasıyla ortaya çıktı. Düsseldorf Forumu’ndan katılımcılara gönderilen mektuplarda ‘özel ağ’ ve katılım için önerilen 5 bin euroluk ‘minimum bağış’tan bahsedildi. Davetiyede, “Aktif olarak bir şeyler yapan vatanseverlere ve bu faaliyetleri maddi olarak destekleyen bireylere ihtiyacımız var” denildi.

CORRECTIV muhabirleri, 25-30 Kasım 2023’te Potsdam’a çok da uzak olmayan Lehnitz Gölü üzerinde 1920’lerden kalma bir binada düzenlenen bilinmeyen toplantıya sızdı. Otelin içinden ve dışından fotoğraf ve kamera kayıtları alınırken, içeride bazı AfD üyeleriyle de görüşüldü. Greenpeace de soruşturmaya dahil oldu ve CORRECTIV’e fotoğraf ve belgelerin kopyalarını sağladı.

MASTER PLAN KAVRAMI: GÖÇMENLERİN SINIR DIŞINA ÇIKARILMASI

Toplantının ilk konuşmacısı, Yeni Sağ’ın önde gelen isimlerinden yazar Martin Sellner, Mörig Klanı adlı grubun başkanı olan Düsseldorflu emekli diş hekimi Gernot Mörig tarafından tanıtıldı ve konunun şu şekilde ifade edildiğini söyledi: Toplantının gündeminde ‘geriye göç’ vardı.

Sneller ‘master plan’ kavramını açıkladı. “Yabancıların yerleşimini tersine çevireceklerdi” ve “Almanya’yı terk etmesi gereken göçmenlerden oluşan üç hedef grup vardı.” Bunların kim olduğunu şöyle sıraladı: Sığınmacılar, Almanya’da kalma hakkına sahip yabancılar ve ‘asimile olmayan vatandaşlar’. Ona göre en büyük ‘sorun’ sonunculardı. Sellner kavramsal konuşmasında insanları ikiye ayırdı: ‘Almanya’da rahatsız edilmeden yaşaması gerekenler’ ve ‘bu temel hakkın hayata geçirilmemesi gerekenler’.

Sellner’ın konuşması yazıda özetle şöyleydi: “Günümüzde oynanan akıl oyunlarının hepsi temelde tek bir şeye dayanıyor: Yanlış ten rengine veya kökene sahip oldukları ve yeterince ‘asimilasyona’ uğramadıkları iddia edilen insanlar Almanya’dan sınır dışı edilmeli. Sellner gibi insanların görüşleri. Alman vatandaşı olsalar bile…”

Toplantıya katılan CDU’ya bağlı Alman Dil Derneği’nin yönetim kurulu üyesi ve emlak girişimcisi Silke Schröder, ‘uygun pasaporta sahip’ bireylerin pratikte sınır dışında nasıl faaliyet göstereceklerini sordu; çünkü ona göre bu imkansızdı. Sellner’a göre pasaport sahibi olmak bir engel değildi ve şu soruyu yanıtladı: “İnsanlara uyum sağlamaları için yüksek düzeyde baskı uygulamanız gerekiyor, örneğin özelleştirilmiş yasalar yoluyla. Geri dönüş göçü aceleyle yapılabilecek bir şey değil; “Bu onlarca yıl sürecek bir proje”

AFD ‘GERİ DÖNÜŞ GÖÇ’ PLANINA İTİRAZ ETMEDİ

Habere göre toplantıda hazır bulunan AfD üyeleri bu plana itiraz etmemiş, hatta AfD Federal Delegesi Gerrit Huy bir süredir bu hedefin peşinde olduğunu vurgulamıştı.

Milyonlarca göçmenin pasaportu, oturma izni ve hatta vatandaşlığı olsa bile Almanya’dan nasıl gönderileceğinin tartışıldığı bu toplantıyı, bir grup aşırı sağcının ‘hayalleri’nin ötesinde korkutucu kılan şey, toplantıya katılanların; AfD’nin toplantıları partinin üst düzey üyelerinden oluşuyor.

Toplantıya Almanya Federal Meclis Yardımcısı AfD Eş Başkan Yardımcısı Alice Weidel’in sağ kolu Roland Hartwig, AfD Bundestag delegesi Gerrit Huy ve AfD Saksonya-Anhalt eyaleti Parlamenter Küme Lideri Ulrich Siegmund da katıldı. Örneğin, habere göre Ulrich Siegmund, toplantıda ‘bağış kampanyası’ndan bahsederek, ‘master plan’ doğrultusunda Almanya’da sokak görünümünün değiştirilmesi ve yabancı restoranların kapatılması gerektiğini söyledi.

CORRECTIV’e göre Thüringen, Saksonya ve Brandenburg eyalet seçimlerinden yaklaşık 10 ay önce gerçekleşen bu toplantı, sağ parti AfD’nin ırkçı tutumunun ne kadar ileri boyutlara ulaştığını kanıtlıyor. Toplantı aynı zamanda ‘AfD’nin Almanya’da iktidara gelmesi durumunda neler olabileceğinin de habercisi’.

AFD 10 YILDA NASIL BU KADAR GÜÇLÜ OLDU?

Peki, 2013 yılında Hessen’de kurulan ve Alman mistisizmi ile popülist, piyasa dostu, göçmen karşıtı bir devlet yapısını savunan aşırı sağ ‘profesörler partisi’ nasıl oldu da 10 yılda bu kadar güçlendi?

2009 yılında Avrupa Birliği’nde (AB) ortaya çıkan Euro krizi, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2010 yılında borçlu ülkeler için oluşturduğu Euro kurtarma paketi olan ‘Euro Bölgesi’nin zıtlığını da beraberinde getirdi. AfD’yi kuran profesörler AB’nin euro politikasına karşıydı; Almanya’nın AB üyeliğini desteklediler, ancak Almanya’nın diğer AB üyesi ülkelere mali yardım sağlamasına şiddetle karşı çıktılar.

Bu arada Suriye ve Ukrayna savaşları sonucunda yaşanan büyük göç kriziyle birlikte ekonomik kriz de derinleşti. AfD, Almanların artan ‘kaygılarını’ göçmen karşıtı politikalarının malzemesi olarak kullanıyor.

Örneğin AfD Eş Başkanı Alice Weidel, ‘sınırların kapatılması, toplumsal göçün önlenmesi ve kendi ülkelerini terk etmek zorunda kalanların ve hata yapanların sınır dışı edilmesi’ çağrısında bulunuyor. AfD Eş Başkanı ve Federal Meclis Grubu Eş Başkanı Tino Chrupalla’ya göre Almanya’ya göç edenler ‘vasıflı işçiler değil’; Chrupalla, göçmenlerin ‘çoğunlukla iyi eğitimli dolandırıcılar ve suçluların Almanya’ya akın ettiğini’ söylüyor.

AfD’nin göç politikasına yönelik bu tutumu Alman toplumunun kaygılarını da besliyor. Yayınlanan bir araştırmaya göre Almanların yüzde 60’ı daha fazla mülteci kabul etmek istemiyor, yüzde 52’si daha az mülteci kabul edilmesinden yana, yüzde 68’i ise ülkedeki göçmen sayısının fazla olmasından endişe ediyor.

Sonuç olarak, AfD’nin aldığı oy oranları 2024 yılında Almanya’daki siyasi manzarayı değiştirebilir. Bu yıl, doğu Almanya’daki beş eyalet de dahil olmak üzere sekiz federal eyalette bölge meclisleri, belediye meclisleri ve belediye liderleri seçilecek. Gelecek yıl Federal Seçimler yapılacak. 2024’ün AfD yılı olup olmayacağı mevcut partilerin ve soldan yeni rakiplerin uygulayacağı politikalara bağlı olacak.

*Gazeteci-yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu